bugün

entry'ler (15)

lüzumsuz milliyetçilik

bireysel çıkarlarınızı, dolaylı yoldan toplumsal çıkarlara dayandıran yapıya devlet denir. bu yapının temelindeki zatlar her zaman devletinize ve tümleşik olarak üretilen değerlere sahip çıkmanızı söyler. bu şekilde yükseleceğinizi ve refaha kavuşacağınızı size ömür boyu aşılar. biz de yeriz. işimizi icra eder emekliliğimizi bekleriz.

eğer size birisi çıkarlarınızı doğrudan sunuyorsa doğru yerdesiniz muhtemelen. bunun aksi hede ve hödödür. hatta sadece hödödür bence. dolayısıyla devlet yapısı altında insanlara sunulan mekanizmaların ve yönetim tarzlarının hepsi yalan dolan üzerine kurulu diyebilir miyiz? evet diyebiliriz. gütmek içindir diyebilir miyiz? evet.

toplumları yönetmek gerekir. bunun için sistemler kurulur. (bunlar artık klişe bilgi oldu ama yine de karşılıklı teyit edelim aziz okuyan) çünkü ucunda büyük paralar, çıkarlar, konfor, lüks, güç vb. vardır. KiMiSi DEVLET BAŞKANI OLUP BU TATMiNi BiREYSEL OLARAK YAŞAR, KiMiSi DE BiR PARTiYE OY VEREREK TOPLUMSAL TATMiNiN BiR PARÇASINA YAMANIR. kurulan bu sistemler herzaman birbirleriyle çelişir ve karşıtlıklar oluşur. bu karşıtlık içindeki her insan bir diğer kutuptakinden içten içe nefret eder. en yüksek bilince sahip kişi bile bu kavganın içine girerek adeta "beni güdün" diye yalvarır. yani sonuç ne? dünya tarihi boyunca milyon kez yaşanan benzer kavgaların aynısının tekrarının tekrarının tekrarı. bu yöntemle insan bi bok olabiliyor olsaydı muhtemelen insanlık tarihi boyunca çoktan olmuş olurdu. ama nolmuş? olmamış işte. kısaca bugün siyasi, dini, toplumsal, bireysel ve x-sel uğraş veren herkes boş bir çaba sarfetmekte olduğunun farkına varmalı. eee napalım diye soranlar oldu şimdi. önerim: sevişin.

tabuları yıkmak

ilk örneğini çocukken, sütün aslında ısıtılmadan da soğuk şekilde içilebildiğini keşfettiğimde yaşadığım duygu. o günden beri hergün düzenli olarak tabu yıkıyorum. arada sıkılınca da meşgale oluyor.

amira willighagen

melektir. gözlerine bakınız.

lanet olası kanalın etrafını çerçeve yapmamışlar

kurbağa lisanını bizlere derinden benimseten karakterden alıntılanmış söz öbeği "nalet olasıca ganalın etrafını (yarım nefes bekleme) çerçeve yabmamışlar"

kanala düşen adam

beni benden alan, bir dönemin internet fenomeni. belki de hala fenomendir kendileri. "şoluğumuz var çoluğumuz var çocuğumuz var..." derken bu böyle uzayıp gidecek sanıyor insan. değişik kombinasyonlar üretebilme potansiyelini gördüm ben şahsen. (bkz: şolukşocuk)

orangelove

genelde aşk filmi izlemeyen beni bile etkilemiş yapımdır. aşka bir de bu açıdan bakın der adeta. izlenilmeli.

--spoiler--

Bir kafe... Kız kahvesini içiyor, tatlı tatlı gülümsüyor, arada oğlana \\\\\\\"beni seviyor musun?\\\\\\\" diye sormayı da eksik etmiyor. Oğlan ise sürekli elindeki fotoğraf makinesiyle kızın fotoğraflarını çekiyor. Sonunda kız eliyle oğlanın makinesine uzanıp diyor ki..
Yeter, lütfen ateş etme artık!

--spoiler--

kaynak: http://www.sabah.com.tr/Y...baoglu/2009/09/02/altyazi

once upon a time in america

unutulamayacak olan filmlerden biridir. müzikleri efsanedir. hikayenin geçtiği zaman diliminin ruhu bundan daha iyi anlatılamazdı. zamanda yolculuk yapıp o havayı içinize çekmek istersiniz.

dark tranquillity

farklı dünyalardan, farklı evrenlerden, farklı zaman dilimlerinden gelen 6 farklı insanın bizim zaman dilimimizde ve bizim dünyamızda biraraya gelmeleriyle oluşmuş olan müzik grubu. melodic death metal türünde müzik ötesi müzik yaratan müzik grubu.

3ds max

12 senedir kullandığım, uzmanlaştığımı sandığım, üç boyutlu görselleştirme yapmaya ve dijital sanatlar alanında üretim yapmaya olanak sağlayan bilgisayar yazılımı. çok duygusal bir ilişkimiz var. bir softimage değildir, olamamıştır, olamayacaktır.

agnostik

objektifliği tavan yapan kişi. dünyada herşeyi çözecek şeydir objektiflik. agnostisizm ise objektifliği daraltarak konuyu tanrıya focuslar. bu yaklaşıma sahip olabilen insan, birşeyleri çoğunlukla aşmış insandır. dolayısıyla olay agnostik olmak degil, olabilmektir.

half life 3

yıllardır beklenen ama bir türlü gelmeyen oyun. gelmeyecektir de. neden beklendiğini anlayabilmiş değilimdir. zira oyunun duyurusu yapılmamıştır. şöyle açıklayalım: duyurusu yapılmış bir oyun var ortada. fakat bu oyun half-life 3 değildir. duyurusu yapılan yalnızca half-life 2 episode three dir. duyurusu yapıldığına göre illaki günün birinde çıkacaktır. lakin bu bekleyiş insanların başına vurmuş olmalı ki, daha episode three çıkmadan half-life 3'ü beklemektedirler. daha çok beklerler. (bkz: konuyu baştan sona mundar eden entry)

djarum black

son derece ağır, yoğun ve içimi zor olan karanfil aromalı tatlı sigara. tam nefes çekilemez. çekilirse bir süre nefes alınamaz. keyif için, ağız tatlandırmak için yakılır. bir sarım sigara adedinin içeriği bayağı yoğundur. o yüzden içerken çıtır çıtır yanar, hoşunuza gider. ama yanarken etrafına düşen küçük kor parçacıkları elinize gelirse zıplayabilirsiniz. cepte her zaman bulundurulmalıdır. kızlar sever.

cgi

computer generated imagery. bilgisayar sınıfına giren elektronik aygıtlar aracılığıyla üretilebilen ve üretilmiş, görsellik içeren herşey için kullanılan ifadedir. konuya filmlerin görsel efektlerinden girip fazla uçmak ve film efektlerinin popülerliği yüzünden bu çerçevede değerlendirerek olayı daraltmak doğru değildir. bilgisayar ekranınızdaki her piksel dahi cgi başlığı altında düşünülebilir. yazıcıdan elde edilen çıktı bile buna dahil olabilir.

rammstein

vakti zamanında "almanca, metal müzik için rezalet bir dil. üstelik bu adamlar müzik yapmıyor, dalga geçiyor" derken, yıllar sonra dinlemeden duramamama neden olan, belli bir tanıma sığdırılmasını mümkün bulmadığım; müzik, ruh, duygu, fantazi ve sanat abidesi köklü oluşum. keşfedilmesi ve sindirilmesi en zorlardan eserler üretirler.

beatricee

kitap hırsızı yakıştırmasını sonuna kadar hakeden güzel insan. çaldığı tek şey kitaplar da değildir üstelik.